Nihayetinde daha önce görmediğimiz birini, bir şeyi veya bir yeri hayal ederek bunu sanki görmüş gibi deneyimleyebilmek, sahip olduğumuz muazzam bir beceri.
Gelin, beynimizin bunu nasıl yapabildiğine bakalım.
Bilime göre bu beceri, zihinsel imgeleme kavramıyla ifade edilir.
Zihinsel imgeleme, gerçek fiziksel bir girdi olmadan zihninizde nesneleri ve senaryoları canlandırabilme yeteneğidir. Örneğin en yakın arkadaşınızın yüzünü düşündüğünüzde, onu gözlerinizle görmeden kafanızda otomatik olarak canlandırabilirsiniz.
Yine yaklaşan bir tatil hayali kurduğunuzda, gideceğiniz mekânda istediğiniz aktiviteyi yaparken kendinizi görmeniz mümkün. Buna benzer şekilde bir sporcu da atışını yapmadan önce hedeflediği başarılı atışı zihninde canlandırabilir.
Bilim insanlarına göre bunun sırrı, beyninizin arkasında bulunan birincil görsel kortekste saklı.
Uzmanlar bu bölgede, içsel görselleştirmenin rol oynadığı düşünmekte. Bu, gözlerden gelen görsel bilgileri işleyen ve etrafınızdaki dünyayı görmenizi sağlayan beynin aynı kısmıdır.
Beynin en önünde bulunan bir diğer beyin bölgesi de zihinsel imgelemeye katkıda bulunur. Prefrontal korteks ismi verilen bu yapı; konsantre olma, planlama, organize etme ve akıl yürütme gibi yönetici işlevlerden sorumludur.
Bilim insanları da bu tür becerilerin, en azından bir dereceye kadar kişinin zihinsel imgeleme yeteneği ile ilişkili olduğunu tespit etti.
Ayrıca aynı beyin bölgelerinin çoğu hem bir olayı gerçekten deneyimlediğinizde hem de onu kafanızda canlandırdığınızda aktifleşir.
Örneğin en sevdiğiniz manzara baktığınızda beyniniz, görüntünün bir anısını yaratır. Ancak bu anı, beynin tek bir yerinde saklanmaz. Beynin farklı bölgelerindeki binlerce beyin hücresinin hep birlikte harekete geçmesiyle oluşur.
Sonrasında bir koku, bir ses veya bir görüntü anıyı tetiklediğinde, bu beyin hücreleri ağı tekrar harekete geçer ve o çok sevdiğiniz manzara sanki önünüzdeymiş gibi net bir şekilde canlandırılır.